Tekrarlayan Düşük ve Gebelik Kaybında Tüp Bebeğin Rölü
Bazı kadınlar hamile kalmakta zorluk çekmezler, ancak tekrarlayan düşükler yaşarlar. 20
haftadan önceki bu beklenmedik gebelik kaybı düşük yapan kadınlarda yaygın olarak
gerçekleşen stresli bir süreçtir.
Hamile kaldıktan sonra, bir aile kurmayı dört gözle bekliyorsunuz ve bu umutlarınızın aniden
yıkılması yıkıcı olabilmektedir.
Tekrarlayan gebelik kaybı nedir?
Art arda üç kez düşük yapıldığında, uzmanlar bunu tekrarlayan gebelik kaybı olarak
adlandırırlar. Kadınların yaklaşık %1’i tekrarlayan düşüklere sahiptir ve bu kayıp arka arkaya
üç kez meydana gelirse, kadın sağlığı ve doğum uzmanına muayene olmanız önem
taşımaktadır.
Doktorunuz gebelik kaybını doğrulamak ve nedenini belirlemek için ultrason, pelvik muayene
veya kan testi yapmaya karar verebilir.
Tekrarlayan gebelik kaybı nedenleri nelerdir?
 Trombofili: Trombofili, kanın normalden daha fazla pıhtılaşma eğiliminde olduğu bir
durumu ifade eder. Bu durum, tekrarlayan gebelik kaybına neden olabilir.
 Otoimmün sebepler: Otoimmün sebepler, bağışıklık sisteminin vücut hücrelerini
yabancı olarak algılayarak saldırmasına yol açan durumları kapsar. Bu bağışıklık
yanıtı, tekrarlayan gebelik kaybına yol açabilir.

 Anatomik sebepler: Anatomik sebepler, rahim veya diğer üreme organlarının
yapısal anormalliklerini içerir. Bu anormallikler, gebeliğin tutunmasını ve sağlıklı bir
şekilde gelişmesini engelleyebilir.
 Endokrin (hormonal) bozukluklar: Hormonal bozukluklar, vücuttaki hormonal
dengenin bozulduğu durumları ifade eder. Örneğin, tiroid problemleri veya polikistik
over sendromu gibi hormonal bozukluklar, tekrarlayan gebelik kaybına katkıda
bulunabilir.
 Genetik bozukluklar: Genetik bozukluklar, kişinin DNA’sında bulunan genlerde
meydana gelen anormallikleri ifade eder. Bazı genetik bozukluklar, embriyonun
gelişiminde veya rahim içindeki koşullarda sorunlara yol açabilir, bu da tekrarlayan
gebelik kaybına neden olabilir. Özellikle kromozom anomalileri, genetik bozuklukların
bir örneğidir ve tekrarlayan gebelik kaybı ile ilişkilendirilebilir.
PGD (Preimplantasyon Genetik Tanı) ve NGS (Next-Generation Sequencing), tekrarlayan
gebelik kaybının genetik nedenlerini ele almak için kullanılan IVF (Tüp Bebek) tedavisindeki
ileri tekniklerdir.
PGD, IVF ile oluşturulan embriyoların rahime transfer edilmeden önce belirli genetik
anormallikler açısından test edilmesini içerir. Bu sayede, tekrarlayan gebelik kaybına katkıda
bulunan genetik mutasyonlar veya kromozomal anormallikler taşıyan embriyoların tespit
edilmesi mümkün olur. Bu anormalliklere sahip olmayan embriyoların seçilmesiyle, başarılı
bir gebelik şansı artırılabilir.
NGS, yüksek hassasiyet ve verimlilikle embriyoların DNA’sını analiz edebilen güçlü bir
genetik dizileme teknolojisidir. Bu teknoloji, embriyonun kromozomal yapısını detaylı bir
şekilde inceleyebilir ve potansiyel genetik anormallikleri belirleyebilir. NGS kullanarak, fertilite
uzmanları transfer için en sağlıklı embriyoları seçebilir ve böylece tekrarlayan gebelik kaybını
azaltabilir.
Tekrarlayan gebelik kaybından sonra tüp bebek tedavisi (IVF) nasıl yardımcı olabilir?
Tüp bebek tedavisi, tekrarlayan düşükler yaşayan kadınlar için hamile kalabilme ve
sürdürme şansını artırtmak için mükemmel bir yaklaşımdır. Süreç, düşük yapma riskini en
aza indirerek sağlıklı bir hamilelik geçirme şansınızı artırmak için atabileceğiniz belirli
adımları sağlamaktadır.
İnfertilite uzmanları tüp bebek tedavisi sırasında implantasyon öncesi transfer edilecek
embriyolara preimplantasyon genetik testleri (PGT), next-generation sequencing (NGS)
yaptırarak embriyonun sağlıklı olduğunu teyit edebilmektedir. Genetik tanı için yapılan bu
prosedürler, uzmanların düşük yapmaya neden olabilecek kromozomal ve genetik
problemler için embriyoyu kontrol etmelerini sağlar. Kistik fibroz ve diğer birçok hastalıklara
yol açan birçok spesifik genetik bozukluklar PGT, NGS yöntemiyle taranabilmektedir.
İnfertilite uzmanı, sağlıklı ve kromozomal olarak normal bir embriyoyu rahme transfer
edilmesini sağlayarak, düşük yapma riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.

PGD (Preimplantasyon genetik tanı) ve donör yumurtaları ile tüp bebek tedavisi
Yumurtalarınız yaş aldıkça daha yüksek kromozomal hasar riski altında olduğundan, tüp
bebek tedavisi ile donör yumurtaları kullanmayı tercih edebilirsiniz. Tüp bebek tedavisi ile
kendi yumurtanız kullanılarak hamile kalmayı denediyseniz fakat yine de düşük yaptıysanız
veya prosedür başarısız olduysa, ihtiyacınız olan çözüm bir yumurta donöründen alınan

yumurtadan faydalanmak olabilir. Donörden alınan yumurtadan laboratuvar ortamında
oluşan embriyo da preimplantasyon tanı yöntemleri kullanılarak birçok kromozomal veya
genetik hastalıklardan taranabilmektedir, böylece bu yöntemle tüp bebek sürecinde hamile
kalma ve düşük yapmama şansı daha yüksek olabilecektir.
NGS (Next-Generation Sequencing) ile tüp bebek tedavisi
NGS (Next-Generation Sequencing), IVF (Tüp Bebek) sürecinde önemli bir rol oynayan bir
genetik analiz teknolojisidir.
NGS, embriyoların genetik analizini yapmak için kullanılan bir yöntemdir. IVF sürecinde elde
edilen embriyolar, genetik açıdan incelenerek sağlıklı ve genetik olarak normal embriyoların
seçilmesine yardımcı olur. Bu analiz, embriyoların kromozom sayısını, genetik bozuklukları
ve anormallikleri belirlemek için kullanılır.
NGS teknolojisi, daha önceki yöntemlere göre daha hızlı, hassas ve kapsamlı bir genetik
analiz sağlar. Embriyoların genetik yapısını detaylı bir şekilde inceleyebilir ve genetik
anormalliklerin tespit edilmesini sağlar. Bu sayede, sağlıklı embriyoların seçilmesi ve transfer
edilmesiyle gebelik şansı artırılırken, genetik hastalıkların ve tekrarlayan gebelik kaybının
önlenmesine yardımcı olur.
NGS, IVF tedavisinde başarı oranlarını artıran ve sağlıklı bir gebeliğin elde edilmesine
yönelik önemli bir yöntem olarak kullanılmaktadır.

Categories:

Tags:

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir